Kıskançlık, duyguların en korkuncu olduğu kadar, en aldatıcısıdır da (Oursler)
Bir kişi sevilen kişinin bir başkası ile ilgilendiğini gördüğünde veya düşündüğünde ortaya bırtakım duygu düşünce ve davranışlar çıkabilir. Bu duruma kıskançlık denebilir. Günümüzde bu durum eşler arasında ciddi problemlere yol açabilmektedir. Hatta istemeyen çok üzücü sonuçların daha ortaya çıkmasına neden olabilmektedir. Kıskançlığın problem olduğu birçok çiftte “ben sana değil başkalarına güvenmiyorum” yaklaşımı vardır. Burada çoğu kez bilinçdışında yatan, bireyin başkalarına değil kendine güvenmemesidir. Kendinde gördüğü, beğenmediği kusurları olan, kendini yetenekli ve yeterli hissetmeyen, kendiyle barışık olmayan kişiler, eşinin sevgisini, ilgisini ve kendisini kaybetme korkusunu yoğun bir kıskançlık şeklinde dışarıya yansıtırlar.
Kıskançlık doğuştan gelen bir şey değildir. Daha sonra ailede elde edinimler sayesinde belirginleşir. Özellikle iki, üç yaşlarında sevdiğimiz kişilerin bizim dışımızda birileriyle ilgilendiğini görmek ve sevgi miktarının bölünmesi bunun üzerinde oldukça etkilidir. Özellikle kardeş doğumuyla birlikte kıskançlık çok daha artabilmekte hatta ömür boyu sürebilmektedir. Çocukluk döneminde kıskançlık daha çok anne baba ve kardeşle ilişkiliyken ergenlik dönemiyle birlikte bu kıskançlık partnerlere yönelmektedir. Bir noktaya kadar kıskançlık kabul edilebilir ve mümkündür. Ancak kıskançlığın düzeyindeki yoğunluk bu durumun üzerine düşünülmesi gerektiğine işarettir. İlişkide sınırlı düzeyde kıskançlık duygusu çiftler arasındaki bağı güçlendirip, ilişkiyi canlı tutabilir. Ancak kıskanan kişide ilgiden ve sevgiden yoksun kalma duygusu, özgüven eksikliği mevcut ise bu durumdan aile hayatı çift ve evlilik zarar görür.
Toplumun pek çok kesiminde kıskançlık bir sevgi emaresi olarak kabul edilse de bunun her zaman doğru olduğunu söylemek mümkün değildir. Yani seven birisi kıskanmayabilir. Ancak bu genelde çok az karşılaşılan bir durumdur.
Kıskançlık tek başına var olabilen bir duygu değildir. İçinde özgüven eksikliği, yetersizlik ve yansıtma gibi duygular barındırmaktadır. İDEM Aile Danışmanlık merkezi olarak biz seanslarda kıskançlığın temelinde yatan asıl düşünce ve duyguyu tespit ediyoruz ve bireyin bu duygusunun farkına varması sağlanmaktadır. Kıskançlık duygusunun bireye ve ilişkiye sağladığı kar ve zararların fark edilmesi, kıskançlık sorunun temelini aile danışmanlığı sürecinde ele alınmaktadır. Kıskançlık eşler arasında kontrolsüz bir hale dönüştüğünde aile içi çatışmalar başlamakta aile zor bir sürecin içine sürükler.
Kıskançlık, ilişkiyi çıkmaza sokuyor, partnerleri ciddi anlamda zorluyor ve yaşamı çekilmez kılıyorsa,aile içinde kıskançlık konusunda sık sık çatışmalar yaşanıyor ve nadir de olsa kıskançlık nedeniyle aile içi şiddet yaşanıyorsa aile danışmanlık desteği almak doğru bir yaklaşımdır.
Peki partnerimizin aşırı kıskanç olduğunu nasıl anlarız?
- Giyiminize ve makyajınıza aşırı müdahale eder.
- Sosyal medya hesaplarınızı kapattırır.
- Telefonlarınızı dinletebilir.
- Sık sık telefonla nerde olduğunuzu sorar.
- İşinize ani baskınlar yapar.
- Tek başınıza evden çıkmanızı istemez. Hatta her yere sizinle birlikte gitmek ister.
- Telefon ve kredi kartı dökümlerinizi inceler.
- Aşırı şüpheci tutumları olur.
- Eve herhangi bir gerekçeyle geç kalmanız ciddi kavgalara neden olur.
- Sürekli masum olduğunuzu kanıtlamak durumunda kalırsınız.
- Bazen hiç aklınıza gelmeyecek, tuhaf ya da komik aldatma senaryolarınızı dile getirir.
- Fiziksel veya sözel şiddet meydana gelebilir.
- Neredeyse her şeyi kanıt saymaya başlar.
- Aranızda konuşulan tek konu kıskançlık olur.
- Kıskançlık krizleri, ilişkinin sonlanmasına neden olabilir.
- Tüm sosyal ilişkilerinizi bozar, diğer insanlarla görüşmenize izin vermez. Hatta bazen hemcinslerinizle bile görüşmenizi yasaklayabilir.
Eğer pek çok izah ve denemelerinize rağmen bu konuda istenilen noktaya ulaşamıyorsanız bir uzmandan destek almak sizin için faydalı olabilir.